ferhatalp123
Puanı : 4549.25
Mottonuzu Belirleyin.

Hakkında

Haberself.com herkesin haber ekleyebileceği bir haber altyapı sitesidir. Bu haber sitesinin aynısını oluşturabilirsiniz. Haberself türkiyenin viral haber merkezi. Haber Eklemek İçin Tıkla. tıkla.
  • Hastalık mı, O da ne?

    Hastalığın bakıldığı yere göre değişmekle birlikte, farklı tanımlamaları vardır. Aslında hepsi de yapıldığı yerden bakılınca `kendi` açılarından doğruyu ifade etmektedirler. Bu nedenle farklı olmakla birlikte, hepsinin ortak bir paydası vardır. Önce, modern `tıp` düşüncesi açısından hastalığa bakacak olursak, vücudumuzdaki çeşitli organlara ilişkin olarak ölçülebilen, objektif bazı belirti ve bulgularla tanımlanabilen bozukluklar olarak tanımlandığını görebiliriz. Ancak, hasta gözüyle hastalığı tanımlayacak olursak, subjektif bir durumdur ve `fizik` bedende ya da ruhsal durumdaki olağan dışı değişiklik ve hisleri, rahatsızlıkları ifade etmektedir. Tüm bunların dışında, `hastalık` bir anlamda sosyal bir roldür. Hekim tarafından `hastalık` tanısı konan kişi tarafından oynanan bir roldür bu. Bunun sonucu olarak, hastadan beklenen bir davranış biçimi vardır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan sağlığın tanımı, `hastalık` üzerinden yapılmaktadır. `Dünya` `Sağlık` Örgütüne göre “Sağlık, sadece `hastalık` ve sakatlık halinin olmayışı değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik hali ” olarak tanımlanmıştır. Her ne kadar ‘tam’ denilen iyilik halinden ne kastedildiği çok açık olmasa da ve sübjektiflik içerse de, genel anlamda referans olarak alınmaktadır. Hastalığın ve sağlığın tanımlanmasında, modern batı tıbbı her ne kadar Hipokrat’ı, eksen almışsa da, bugünkü görünen şekli, ondan çok uzak ta kaldığıdır. Bunun altında yatan en temel neden, artık batı tıbbının, bir ‘tıp endüstrisine’ evrilmiş olmasıdır. Söz konusu `tıp` endüstrisi, öncelikle herkesi ‘hasta’ olarak nitelendirmekte ve buradan yola çıkmaktadır. Endüstrinin tek amacının kazanç olduğu göz önüne alınacak olursa, neden herkesi hasta olarak kabul ettiği kolayca anlaşılacaktır. `Dünya` `sağlık` örgütünün tanımına bakacak olursak ta, sağlıklı denilecek bir `insan` bulmak oldukça zor görünmektedir. Gerçekte, Hipokrat’a bakacak olursak, doğu tıbbı ile ortak paydalarının çok daha fazla olduğunu söylememiz mümkündür. Hipokratik yaklaşıma göre `sağlık` ve iyilik hali, insanın çevresindeki ısı, rüzgar, toprak, yiyecekler ile kendisine ait olan yeme-içme alışkanlıkları, `cinsel yaşam,` çalışma ortamı gibi bir `dizi` özel şartlar arasındaki dengeden oluşmaktadır. İnsanın çevresi ile etkileşimine bağlı olarak kurulan iç dengesi, dört sıvı ile -kan, balgam, sarı safra ve siyah safra ile kendini göstermektedir . Bu ilişkiye, çok daha önceki dönemde doğuda gelişen geleneksel Çin tıbbında da rastlanmaktadır. Hastalık, son tahlil de bedendeki uyumun bozulmasıdır. Tüm canlılarda homeostazis adı verilen bir ahenk ve uyum vardır, işte bu anlamıyla `hastalık,` dengede olan bir düzenin tehlikeye girmesidir. Bu uyum kaybı önce bilincimizde bilgi boyutunda ortaya çıkarken daha sonra bedenimizde kendini gösterir. Bedenimiz, bilinçte oluşan tüm işlev ve değişikliklerin gerçekleşme alanıdır. `Biz` eğer bilincimizde bir dengesizlik yaşarsak bu fiziki bedenimizde görünen bir `hastalık` olarak ortaya çıkar ve deneyimlenir. Bu nedenle bedenimizin hasta olduğunu söylemek doğru değildir. Sadece `insan` hastadır ve belirtiler bedenimizde açığa çıkar. İyileşme ise bütünleşme yönünde bozulan dengenin yeniden sağlanmasıdır. Zira hastalığı istenmeyen bir durum olarak görme yerine insanın hayatındaki anlamlı bir “dramatik kriz” , insanın dünyadaki varoluş biçimi veya dünyayla karşılıklı etkileşimi olarak görebiliriz. Bu nedenle iyileştirme, krizin gizli niyetini keşfetmeyi gerekli kılar. Hatta bazen ölüm bile iyileşmenin bir formu olarak karşımıza çıkabilir.

    28.04.2017 10:52
  • Kıbrıs İlkokulu Önünde Yine Kaza

    -Mersin´in Anamur İlçesi Kıbrıs İlkokulu önünde yine `kaza` meydana geldi. “Bir kişinin yaralandığı kazanın son `kaza` olmasını istiyoruz.” Diyen veliler ve çevre esnafı buraya bir ışık yapılmasını istiyor. Esnaf ise buraya kırmızı ışık konması için daha neyi bekliyoruz? diye soruyorlar.

    28.04.2017 10:48
  • Annesini boğarak öldürdü, 'rüyamda işaret aldım' dedi

    Olay, saat 02.00 sıralarında merkez Osmangazi ilçesine bağlı Kuruçeşme Mahallesi `Sakarya` Sokak'ta meydana geldi. Madde bağımlısı olduğu iddia edilen Aykut Sevinç ile annesi Nevin Sevinç arasında `tartışma` çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Aykut Sevinç eline geçirdiği örtü ve yastıkla annesini boğarak öldürdü. Dışarı çıkarak, "Annemi öldürdüm" diye bağıran Sevinç, evin yakınından geçen `polis` ekipleri tarafından gözaltına alındı. Eve giden polisler, Nevin Sevinç'in cesediyle karşılaştı. Nevin Sevinç'in cesedi, savcının incelemesinin ardından kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için `Bursa` Adli `Tıp` Kurumu morguna kaldırıldı.

    28.04.2017 10:46
  • Apartmanda yakaladıkları hırsızı dövüp polise teslim ettiler ADANA'da apartmana giren 30 yaşındaki Mehmet T, bir dairenin kapısını zorlarken vatandaşlar tarafından yakalandı. Apartman sakinleri, hırsızlık şüphelisini önce dövdü

    POLİSİN GELMESİ BEKLEDİLER Hırsızı yakalayan vatandaşlar, polise de ihbarda bulundu. Polisin gecikmesi üzerine tekrar `telefon` açan vatandaşlar, "Hırsızı `biz` yakaladık, 20 dakika oldu gelmediniz" diyerek çıkıştı. Yerde yüzünü kapatarak bekleyen hırsız, gelen karakol ekiplerine teslim edildi. Vatandaşların tepkileri arasında ekip otosuna bindirilen Mehmet T., ifadesi alınmak üzere Şehit Erdoğan Çıtak `Polis` Merkezine götürüldü. Olay, merkez Seyhan İlçesi Cemalpaşa Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, apartmana hırsızlık amacıyla giren Mehmet T., dairelerin kapısını zorladığı anda fark edildi. `Ev` sahipleri tarafından dövülerek aşağıya indirilen hırsızlık şüphelisi, apartmanın kapısın önüne yatırıldı. Bazı vatandaşlar ise kaçmaması için yakasından tuttu. Olayı duyup evlerinden inen bazı vatandaşlar ise, yere yatırıl

    28.04.2017 10:46
  • Apartmanda yakaladıkları hırsızı dövüp polise teslim ettiler ADANA'da apartmana giren 30 yaşındaki Mehmet T, bir dairenin kapısını zorlarken vatandaşlar tarafından yakalandı. Apartman sakinleri, hırsızlık şüphelisini önce dövdü

    POLİSİN GELMESİ BEKLEDİLER Hırsızı yakalayan vatandaşlar, polise de ihbarda bulundu. Polisin gecikmesi üzerine tekrar `telefon` açan vatandaşlar, "Hırsızı `biz` yakaladık, 20 dakika oldu gelmediniz" diyerek çıkıştı. Yerde yüzünü kapatarak bekleyen hırsız, gelen karakol ekiplerine teslim edildi. Vatandaşların tepkileri arasında ekip otosuna bindirilen Mehmet T., ifadesi alınmak üzere Şehit Erdoğan Çıtak `Polis` Merkezine götürüldü. Olay, merkez Seyhan İlçesi Cemalpaşa Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, apartmana hırsızlık amacıyla giren Mehmet T., dairelerin kapısını zorladığı anda fark edildi. `Ev` sahipleri tarafından dövülerek aşağıya indirilen hırsızlık şüphelisi, apartmanın kapısın önüne yatırıldı. Bazı vatandaşlar ise kaçmaması için yakasından tuttu. Olayı duyup evlerinden inen bazı vatandaşlar ise, yere yatırıl

    28.04.2017 10:43
  • Haber Çok Yakında Hadi Destek

    28.04.2017 10:41
  • AÇI ETÜT MERKEZİ ÖĞRENCİLERİ KAMPA ALINDI

    Kültürel Sportif ve eğitimsel faaliyetlerin yer aldığı `kamp` hakkında bilgi veren Açı Etüt Merkezi idarecileri; ‘Ortaokul çağı tam şekillenme ve yön belirleme çağıdır. Bu sebeple gençlerimizin zamanlarını iyi değerlendirmeleri adına `biz` de bu tarz faaliyetler gerçekleştirmekteyiz. `Tatil` psikolojisine giren öğrencilerimiz `kamp` sürecinse zamanlarını en iyi şekilde değerlendiriyorlar. Kampımıza göster

    28.04.2017 10:39
  • Başbakan Yıldırım BBC World'e konuştu

    Başbakan Binali `Yıldırım,` "(Halk oylaması) Milletin kabul ettiğini ana muhalefet partisi kabul etmese ne yazar? Milletin verdiği kararı mahkemede dönüştürmeye hiç kimsenin hakkı yok. Ne `Avrupa` İnsan Hakları Mahkemesi ne Anayasa Mahkemesinde ne de başka bir `mahkeme` milletin verdiği kararı değiştiremez. Milyonların verdiği kararı yine millet değiştirir. Onun için bunlar beyhude gayretlerdir. Benim tavsiyem ana muhalefet partisi milletin iradesine tabi `olmak,` bir dahaki seçimlere veya referanduma daha çok çalışıp, daha çok milletin gözünü girsin." dedi. Türkiye'de yapılan referandumla ülkenin "diktatörlüğe ve tek parti yönetimine" doğru gittiği eleştirilerine ilişkin `Yıldırım,` yapılan bu eleştirilerin çok acımasız olduğunu söyledi. `Yıldırım,` "Diktatörlük olan yerde seçim olur mu? Siyasi partiler olur mu? Vatandaşın oy verdiği yerde diktatörlük olur mu? Bunların hiçbirisine, bu iddialara katılmak mümkün değil çünkü 50 milyona yakın vatandaş sandığa gitti, oy verdi ve tercihini kullandı." dedi. `Yıldırım,` 24 milyona yakın kişinin "Hayır", 25 milyonun üzerinde vatandaşın da "Evet" oyu kullandığını ve arada 1 milyon 400 bin fark bulunduğunun altını çizerek, "Diktatörlük olsaydı orana da kendimiz karar verirdik. Yüzde 80-90 uygun bir oranda bu işi yapar aradan çıkardık. Halbuki Cumhurbaşkanımızın doğduğu ve oturduğu ilçe Üsküdar'da bile 'Hayır' oyları önde çıktı, 'Evet'ler daha az çıktı. Benim milletvekili olduğum İzmir'de 'Hayır' oyları önde, İstanbul'da da aynı, büyük şehirlerin birçoğunda da aynı." ifadesini kullandı. Çok ciddi bir rekabet olduğunu ve bu rekabet sonunda yüzde 51,4 oranında "Evet", yüzde 48,6 oranında da "Hayır" oyu çıktığını söyleyen Başbakan `Yıldırım,` gücün tek bir elde toplanacağı ve parlamentonun etkisinin azalacağı eleştirilerine karşılık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halihazırda mevcut sistemde de bu yetkilerinin olduğunu fakat sorumluluğunun bulunmadığını anımsattı. Yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının yetkilerinin aynen kabul edildiğini ve bunun yanına sorumluluğun getirildiğini belirten `Yıldırım,` böylelikle cumhurbaşkanın kanunlara ve anayasaya aykırı bir `iş` yapması halinde sorumlu olacağını ve cezalandırılabileceğinin altını çizdi. Mevcut anayasada bu durumun olmadığını dile getiren `Yıldırım,` "Aslında yetki kullanmak fakat hiç sorumlu olmamayı öngören bir anayasadan hem yetki kullanan hem de sorumlu olan bir anayasaya geçiyoruz. Bu demokratik yolda atılmış önemli bir adım. Dolayısıyla bunun dışındaki değerlendirmeler maalesef adil değerlendirmeler değil, katılmamız söz konusu değil. Gücün tek elde toplandığı meselesi de doğru değil." diye konuştu. Başbakan `Yıldırım,` referandumla yapılan anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanına çok fazla yetki verildiği eleştirileriyle ilgili olarak, şu anki anayasanın darbe sonrası hazırlanmış bir anayasa olduğunu, toplumda hiç tartışılmadan yürürlüğe girdiğini ve Türkiye'nin ihtiyaçları dikkate alınarak 18 defa değişiklik yapıldığını hatırlattı. Son yapılan değişikliğin en büyük değişiklik olduğunun altını çizen `Yıldırım,` yapılan bu değişiklikle anayasada kuvvetler ayrılığını tam anlamıyla getirmiş olduklarını, böylelikle yasama, yürütme ve yargının ayrı olacağını vurguladı. Türk halkının seçim yaparken çok iyi ayarlama yaptığı değerlendirmesinde bulunan `Yıldırım,` "(Türk halkı) Bir gücü birine veriyorsa onu dengeleyici bir güç de veriyor." dedi. Yeni sistemde başkan ne kadar güçlü ya da başarılı olursa olsun iki dönemden fazla seçilemeyeceğini belirten `Yıldırım,` "Recep Tayyip Erdoğan 11,5 yıl başbakanlık yaptı ve her seçimde de desteğini artırdı." şeklinde konuştu. `Yıldırım,` Avrupa'nın ve uluslararası gözlemcilerin referandum sürecine yönelik eleştirilerine ilişkin, bunun bütün seçimlerde gündeme getirildiğini belirterek, "Şimdi şunu size bir soru söyleyeyim. İngiltere seçime gidecek. İngiltere'de seçimlere giderken Başbakan görevini bırakıyor mu? Bilmiyorum Teresa May görevini bırakıyor mu? Başbakan olarak mı gidiyor yoksa görevini bırakıp sıradan vatandaş olarak mı görevine gidiyor?" diye konuştu. "Ana muhalefet partisi CHP'nin seçim sonuçlarını kabul etmediğini açıklamasına, Anayasa Mahkemesi ve `Avrupa` İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağını söylemesine ne diyorsunuz?" şeklindeki sorusu üzerine `Yıldırım,` "Milletin kabul ettiğini ana muhalefet partisi kabul etmese ne yazar? Milletin verdiği kararı mahkemede dönüştürmeye hiç kimsenin hakkı yok. Ne `Avrupa` İnsan Hakları Mahkemesi ne Anayasa Mahkemesinde ne de başka bir `mahkeme` milletin verdiği kararı değiştiremez. Milyonların verdiği kararı yine millet değiştirir. Onun için bunlar beyhude gayretlerdir. Benim tavsiyem ana muhalefet partisi miletin iradesine tabi `olmak,` bir dahaki seçimlere veya referanduma daha çok çalışıp, daha çok milletin gözünü girsin." dedi. Başbakan `Yıldırım,` "Evet" ve "Hayır" oyu kullananların sayısının birbirine çok yakın olması ve geniş çapta bir `ulusal` mutabakatla bir araya getirilmesi için neler yapılabileceğinin sorulması üzerine, aradaki farkın çok ya da az olmasının izafi bir şey olduğunu söyledi. İngiltere'nin `Avrupa` Birliği'nden ayrılıp ayrılmaması için yapılan referandumda da oyların birbirine çok yakın olduğunu fakat ayrılmaması yönünde oy kullananların "bu seçimi tanımıyoruz" şeklinde ifadelerinin olmadığını hatırlattı. `Yıldırım,` "Demokrasinin gereği, verilen karara rıza göstermektir. Dolayısıyla bu aradaki fark sorun olmaması lazım. Şuna katılırım, şu dediğiniz doğru, bu kadar 'Hayır' veren var, bu kadar 'Evet' veren var. Dolayısıyla 'Hayır' verenleri de kucaklayacak, onların da gönlünü kazanacak birtakım çalışmalar yapmamız lazım. Yani bir toplumun ayrışmasının önüne geçmemiz lazım. 'Hayır' verenlerin neden 'Hayır' verdiğini anlayacak ve onların da gönlünü kazanacak, kazanmaya çalışacak çalışmalar elbette yapacağız çünkü `biz` 80 milyon biriz, beraberiz, kardeşiz. Birlikte Türkiye'yiz, bunu sağlamak zorundayız." ifadelerini kullandı.

    28.04.2017 10:37
  • Anamur Sanayide Büyük Yangın

    Mersin´in Anamur İlçesi sanayi sitesinde yangın çıktı. Olayda iki dükkân yandı. Zararın yaklaşık 500 bin Tl olduğu belirtilen yangına `Mersin` Büyükşehir Belediyesi Anamur İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı ekipler müdahale ettiler. A-Alınan bilgilere göre Anamur Sanayii Sitesi B Blokta bulunan Kamil Burak´a ait Saray Çadırcılığın çatı inşaatı sırasında yapılan kaynaktan çıkan kıvılcımlar, etrafa saçıldı. Bu sırada komşu Öztürkler Mobilyadaki ahşap ve sentetik malzemeler kısa sürede alev aldı. Yangında can kaybı yaşanmazken, zararın yaklaşık 5oo bin lira civarında olduğu öğrenildi. Öğle saatlerde çıkan yangının diğer `iş` yerlerine sıçramaması için ekipler büyük çaba sarf ettiler. Yaklaşık iki saatlik bir çabanın ardından kontrol altına alınan yangının neden çıktığı ile ilgili soruşturma sürüyor.

    28.04.2017 10:29
  • “IV.Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları” Sempozyumu Başladı

    Ömer Halis Demir Üniversitesi “IV.Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları” sempozyumu Şehit Ömer Halisdemir Kongre ve `Kültür` Merkezi Salon 1923´te gerçekleştirilen açılış töreniyle başladı. Tören öncesi `Niğde` Belediyesi Mehter Takımı gösteri yaptı. Saygı Duruşu ve Milli Marşların okunmasının ardından başlayan programda; Türkoloji Müdürü Tayfun Kalkan, Türk Keneşi Proje Direktörü ve diplomat Ali Çiviler, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY´un Genel Sekreteri Prof. Dr. Düsen Kaseinov, Kazak Devlet `Kızlar` Pedagoji Üniversitesi 1. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bahadür Aliyev, Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Görür, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sinan Kaçalin, `Niğde` Belediye Başkanı Faruk Akdoğan, `Niğde` Milletvekilleri Alpaslan Kavaklıoğlu ile Erdoğan Özegen ve `Niğde` Valisi Ertan Peynircioğlu konuşma yaptı. Rahatsızlığı nedeniyle sempozyuma katılamayan Bakü Avrasya Üniversitesi Rektörü Nazım Hüseynli ise gönderdiği video konuşma ile duygu ve düşüncelerini seyircilerle paylaştı. Spor, `sanat` ve kültürel alanda çok sayıda etkinlik düzenleyerek üniversitenin ve Niğde´nin sosyal hayatını canlandıran aynı zamanda gerçekleştirdiği `Ulusal` ve Uluslararası boyuttaki bilimsel etkinliklerle de akademik camianın takdirini kazanan Ömer Halisdemir Üniversitesi, Kazak Devlet `Kızlar` Pedagoji Üniversitesi, M. Akmulla Başkurt Devlet Pedagoji Üniversitesi ve Bakü Avrasya Üniversitesi işbirliği ile hazırlanan “IV. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları” sempozyumu açılış töreni, fuaye alanında gerçekleştirilen “TÜRKSOY Türk Dünyası `Resim` Sergisi” açılışı ile devam etti. Öğleden sonra düzenlenen “Kökümüz Bir Türküz” festivaliyle Azerbaycan ve Kazakistan ile Ülkemize ait türkü ve halk oyunlarını katılımcılarla buluşturan etkinlik, büyük bir coşku içinde kutlandı. Türk Dünyasını ilgilendiren özellikle dil, `edebiyat,` `eğitim,` `tarih,` sosyoloji, arkeoloji, `sanat` tarihi, uluslararası `ilişkiler` ve iletişim konularının ele alınacağı sempozyumda, konulara akademik anlayışla değinilmesi, tartışılması ve uygun olanların ortak projelere dönüştürülmesi amaçlanıyor. Türk Dünyası üzerine araştırma yapan akademisyen ve araştırmacıları bir araya getirme özelliği de taşıyacak olan “IV.Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları” sempozyum açılış töreni katılımcıların toplu `fotoğraf` çektirmesiyle sona erdi.

    28.04.2017 10:27
  • Sayfa :

    Hakkında

    Haberself.com herkesin haber ekleyebileceği bir haber altyapı sitesidir. Bu haber sitesinin aynısını oluşturabilirsiniz. Haberself türkiyenin viral haber merkezi. Haber Eklemek İçin Tıkla. tıkla.